YENİ ADLİ YIL FETHİYE’DE DE TÖRENLE BAŞLADI

Fethiye’de yeni adlı yılın başlaması nedeniyle Beşkaza Meydanı Atatürk anıtı önünde tören düzenlendi.

Fethiye’de Yeni Adli yıl törenle başladı. Yeni Adli yılın başlaması nedeniyle Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Beşkaza Meydanı Atatürk anıtı önünde tören düzenlendi. Törene; Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Günşafak Karartı, Adalet Komisyonu Başkanı Abdulkadir Ungan, Fethiye Baro Temsilcisi Burak Zor, hakimler, savcılar, avukatlar ve adliye personeli katıldı. Törende Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Günşafak Karartı ve Fethiye Baro Temsilcisi Burak Zor, Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtına Çelenk sundular. Saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşımızın söylenmesinin ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, Cumhuriyet Başsavcısı Günşafak Karartı, “Çağdaş demokrasilerde yargı, anayasal demokrasiyi korumakla da görevlidir. 2016 yılında demokrasimizi hedef alan hain darbe teşebbüsüne karşı ilk ve en güçlü refleksi gösterenlerin başında yargı mensuplarımız yer almıştır. Bu durum, Türk yargısının demokrasiye olan inancını ve ona yönelik saldırılara karşı ne kadar güçlü bir anayasal kurum olduğunu açıkça göstermiştir.” ifadelerini kullandı.

Fethiye’de de yeni adli yıl törenle başladı. Beşkaza Meydanı Atatürk Anıtı önündeki törende konuşan Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Günşafak Karartı, “Yeni adli yıl adalet, barış, güven ve huzur getirsin.” dedi.

“HUKUK DEVLETİNİN ÖN KOŞULU YARGI BAĞIMSIZLIĞIDIR”

Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Günşafak Karartı, “Hukukun temel işlevi toplumsal barış ve düzeni sağlamaktır. Hukuk devleti olmanın ön koşulu ise yargı bağımsızlığıdır. Hâkimin bağımsızlığının bir anlamı olabilmesi için aynı zamanda teminatlı olması da gerekir. Bu nedenle Anayasa’da yer alan hâkimlik teminatı, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığının temel unsurlarından biridir. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ile yasama, yürütme ve idarenin mahkeme kararlarına uyma zorunluluğu hukuk devleti olmanın en belirgin özellikleridir. Yasama, yürütme ve yargı olmak üzere devletin organları arasındaki ilişki Anayasa’da açıkça yazıldığı üzere, karşılıklı saygıya dayalı olmalıdır. Aksi eylemler yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının zedelenmesine, yargı otoritesinin zayıflamasına, masumiyet ilkesi ile lekelenmeme hakkının ihlaline yol açmaktadır. Yargı bağımsızlığının temelinde yasama ve yürütmeye karşı bağımsız olma fikri yer almakla birlikte, günümüzde bunun dışındaki olgular da öne çıkmaktadır. Hızla gelişen dünyada, ortaya çıkan yeni suç ve dava tiplerine ilişkin kararların önem ve çeşitliliği nedeniyle bu kararlardan etkilenenlerin farklı yöntemlerle kamuoyu oluşturdukları ve bu suretle yargı mensuplarını etkilemeye çalıştıkları görülmektedir. Son yıllarda yargıyı etkileme girişimlerine siyasi niteliği ağır basan uluslararası bir boyut da eklenmiştir. Özellikle, darbecileri ve yandaşlarını çeşitli şekillerde himaye eden bazı yabancı ülkelerin ve bunların uzantılarının devam eden FETÖ yargılamaları nedeniyle Türk yargısını karalamaya yönelik faaliyetleri yoğunluk kazanmıştır. Şu bilinmelidir ki Türk yargısı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasamızın koruduğu temel hak ve özgürlükler konusunda bilinçli, eğitimli ve duyarlıdır. Anayasaya, bağlı olduğumuz uluslararası sözleşmelere ve kanunlarımıza uygun biçimde yapılan yargılamalar sonucu bağımsız Türk yargısının vermiş olduğu ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararlara göre FETÖ bir terör örgütüdür. Bu nedenle, uluslararası alanda Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak isteyenlerin öncelikle bu gerçeği kabul etmeleri ve gerekli somut adımları atmaları zorunludur.” dedi.

“HAİN DARBE TEŞEBBÜSÜNE EN GÜÇLÜ REFLEKSİ, YARGI MENSUPLARIMIZ GÖSTERDİ”

Başsavcı Günşafak Karartı, “Bağımsız mahkemeler, demokratik anayasal sistemin temel taşlarıdır. Türkiye’deki demokrasi geleneği, farklı fikir ve inanç sahiplerinin huzur ve barış içerisinde bir arada yaşamalarını amaçlayan çoğulcu demokrasi anlayışına dayanır. İşte bu nedenle, seçimlerin bağımsız yargı güvencesinde yapılması ve yargı denetimi yoluyla toplumun tüm kesimlerinin haklarının korunması demokrasinin gerekleridir. Çağdaş demokrasilerde yargı, anayasal demokrasiyi korumakla da görevlidir. 2016 yılında demokrasimizi hedef alan hain darbe teşebbüsüne karşı ilk ve en güçlü refleksi gösterenlerin başında yargı mensuplarımız yer almıştır. Bu durum, Türk yargısının demokrasiye olan inancını ve ona yönelik saldırılara karşı ne kadar güçlü bir anayasal kurum olduğunu açıkça göstermiştir” diye konuştu.

“Adilce Kararlar İçin Hazırız, Güçlüyüz”

Törende konuşan Fethiye Adalet Komisyonu Başkanı Abdulkadir Ungan ise, “İnsan hakları, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri üzerine kurulu bulunan “yargı” erkinin bir parçası olarak, “adaletin tecellisi” için gayret göstereceğimiz yeni bir adli yılın başlangıcındayız. Her yıl olduğu gibi bu yılda heyecanlıyız, hevesliyiz, çalışma azmi ve gayreti içindeyiz. Günlük, kısır tartışmaların etkisinde kalmadan, bilinçli-bilinçsiz yapılan haklı-haksız eleştirilerin farkında olarak, yaptığımız işin sorumluluğunun bilincinde, omuzlarımızdaki yükün ağırlığında ezilmeden, işimizin hakkını vererek, dimdik bir şekilde, hakkaniyetli ve adilce kararlar için hazırız, güçlüyüz” dedi.

“AVUKATLIK MESLEĞİ GÜÇLENDİRİLMELİDİR”

Törende yeni adli yılın anlam ve önemi için konuşan Fethiye Baro Temsilcisi Burak Zor, “Bugün yeni bir adli yıla başlarken; bizlere üzerinde yaşayabileceğimiz bir vatan ve cumhuriyet bırakan başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, vatanı için canını feda etmeyi göze alan aziz şehitlerimize, ülkemizin hukuk devleti olması yolunda ömrünü adayan ve bu uğurda yaşamını yitiren hukukçularımıza; bir kez daha minnet, rahmet ve saygılarımızı sunuyoruz. Hak arama özgürlüğünün ve adalete erişimin zorlaşması sadece avukatlara ait mesleki bir sorun olmayıp toplumun her kesimini etkilemekte, adalete olan güveni zedelemektedir. Mesleğimizi evrensel insan hakları temelinde ve meslek onuruna yaraşır şekilde icra etmemiz için hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı ve adil yargılanma hakkı ideallerinin hayata geçirilebilmesi ile savunma hakkına ve avukatlık mesleğine saygı gösterilmesi gerektiği gerçeğinin altını bir kez daha çizme zorunluluğu doğmaktadır.

Gittikçe büyüyen bir şiddet sarmalı, kontrolsüzce açılan hukuk fakülteleri ve adaletin geç tecelli ettiği bir yargı sistemi gibi sorunların ortadan kalkması, ulusal çapta bir adalet arayışının olmazsa olmaz ön koşuludur ve bu da avukatların ve avukatlık mesleğinin güçlendirilmesiyle mümkündür” şeklinde konuştu.

Fethiye’deki Adli yılın başlaması ile ilgili tören, toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.